23 Şubat 2013 Cumartesi

Üniversitede mobbing araştırması

MOBBİNG ile Mücadale Derneği Başkan Yardımcısı olan Prof Dr Hamit Hancı’nın, mobbingin en çok yaşandığı yerlerden birinin üniversiteler olduğu açıklaması gözleri bu konudaki tartışmaya çevirdi.

Dernek, 11 Eylül’de başlatılacak anket çalışması ile üniversitedeki mobbingin tespit ederek,araştırma sonuçlarını kamuoyuna ilan edecek. Üniversitede mobbing konusundaki en çarpıcı makalelerden biri de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü öğretim üyesi Prof DrYıldırım Beyatlı Doğan’a ait. Doğan’ın “Üniversitede yılgınlığa yer var mıdır?” başlıklımakalesindeki çarpıcı tespitlerini kısaca size aktarmak istiyorum:
-  Üniversite nasıl bir yerdir?
“Üniversite, aydınlamanın ateşlediği aklın ışığında dünyayı anlama şeklindeki evrensel çabalaradesteğin üretildiği ulaşılan sonuçların paylaşıldığı, paylaşılan sonuçların önce insanlık ülküsüardından yurt adına eyleme dökülebildiği yerdir. Dilimizin sağladığı olağanüstü zenginliklerden biride böylesi yerlerin ‘ocak’ sözcüğü ile taçlandırılmasıdır. 
-  Üniversiteler oturulsun diye var olmamıştır
Ocak, açlığın uğramadığı; doygunluğun herkes için eşdeğer olduğu, edep ve nezaket eşliğinde layık olan herkesin barındığı yerlere verilen isimdir. Ancak ocak, kamyon yükü hırsızlığın ahval-i adiyeden sayıldığı kaçak taş ocağı değildir! Gariban ülkede üniversiteler oturulsun diye var olmamıştır. Darülfünun’dan başlayarak üniversitelerin var olma nedeni toplumsal ilerleme, toplumsal refah ve aklın özgürlüğünün topluma yayılması amacını taşır.
-  Cumhuriyetten nemalanan bezirganlar
Üniversiteyi seçkinci hale dönüştüren Cumhuriyet değildir. Cumhuriyetten nemalanan bezirganlardır. Bunda ne üniversitenin ne de cumhuriyetin suçu vardır. Can dayanır mı bilmem ama üniversite dayandı. Mobbing elemanı zararlılar üniversitelerde beslenip çoğaldılar.
-  Akademik unvan kötülüğe bahane olamaz
İnsan kötüyse kötüdür. Akademik unvanı onun kötülüğüne bahane olamaz.
Akademik unvanı ayrı bir nedensellik taşımaz. İnsan her tarafı titreyerek sallanan bir sansarhaline geldiyse, profesör veya doçent olması hatta ödül alması (Nobel bile olsa) onun söz konusu rengini örtemez. İnsan zaten bu niteliklerde değildir. Olmaması gerekir.
-  Neden birisi diğerini yıldırır
Kadın ya da erkek, cinsel rolünü akademik sosa bulayıp baskı aracı haline getirenler, cumhuriyetin üniversitesinde geçerli tanımların kişisi değillerdir.
Neden birisi diğerini yıldırır? Neden birisi bir başkasını bezgin hale getirerek yok etmek ister?
-  Bilimsel olmak için unvana gerek yok
Bilimsel olmak için akademik unvan taşımaya gerek yoktur. Bilimsel olma aklın ışığında belli biryöntem doğrultusunda düşünebilmektir. Böylesi insan üniversitede tehlikelidir. Böylesi insanmalumat hamalı unvanlılar için risk oluşturur. Unvanlarının bile dolduramadığı beyinsel boşluklarıortaya çıkar.
-  Kıfayetsiz muhterisler
Mobbing yalnızca cinsel nitelikte diye algılanmamalı. Ama üniversite öğretim üyeliğinikompleksini tatmin amaçlı kullanan kifayetsiz muhterisler yok mu? Var! Hala var mı? Var, tabi!?  Mobbing üniversiteyi ayağa kaldıracak, yıllardır üniversitedeki iktidar erkinin elinde üniversiteninbir güç aracı olarak kullanılmasına engel zihniyetteki insanların yıldırılması ve yok edilmesidir.  Mobbing yaşayacak tek yer olarak üniversiteyi gören, üniversiteye bolca duvar inşa eden anlayışın, engizisyondan artık zalimliğinin adıdır.
-  Mobbing adamı değilim
Ancak mensubu olduğum üniversitede ve başkalarında mobbing dayatmasını kader olarakgörmeyen insanlarımız çoğalıyor. Ben mobbing mağduru değilim. Mobbing adamı da değilim. Hiç olmadım. Ama mobbingi kader kabul etmeyenlerle yürümek istiyorum.
-  “Ben bir mobbing zontasıyım” diye dolaşıyorlar
Onlar için asıl tehlikelisi şu: “Annem beni akademik sanıyor ama aslında ben bir mobbing zontasıyım!” Sürekli bunları mırıldanarak dolaşanları görmediniz mi? Görmediysenizolmadıklarından değil. Siz dikkat etmediğinizdendir. O kadar çoklar ki!”
Prof Doğan’ın çizdiği mobbing tablosu böyle. Tepki maillerinizi bekliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder