24 Ekim 2011 Pazartesi

Vitamin ve destek haplarının ardında saklanan gerçekler


Geçtiğimiz günlerde okuyanları dehşete düşüren birkaç araştırma sonucu basında yer aldı. Sadece beslenme yoluyla alamadığımız mineral ve vitaminleri hap olarak kullanmamızın ömrümüzü uzatmak şöyle dursun kısalttığı haberini okuyup da tüyleri diken diken olmayacak kimse var mıdır? Bundan yıllar önce Amerikalılar arasında pek popüler olan ve peynir ekmek gibi tüketilen bu hapların aslında göründüğü kadar masum olmadığı, olmayabileceği üzerine pek çok bilimsel makale yayımlanmıştı. Ancak büyük bir endüstri bu ve doktorlar da aksi ıspatlanmış olmadığı için hastalarına bunları önermekte sakınca görmüyordu. Ta ki yeni araştırmaların sonuçları açıklanıncaya kadar...
ABD Minnesota Üniversitesi’ndeki araştırma vitamin haplarının ömrü kısalttığını ortaya koydu. Multi-vitaminler, folik asit, demir, magnezyum, çinko vücuda doğal yollardan girmediği takdirde son derece tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor! 20 yıllık bir süreye yayılan araştırmada yaşları ortalama 60 civarı olan 38 bin kadın izlenmiş, bu tür hapları kullananların yaşam sürelerinin kullanmayanlara göre daha kısa olduğu tespit edilmiş! Bu genellemenin dışında kalan tek şey ise kalsiyum! Araştırmanın bir diğer çarpıcı sonucu ise erkeklerle ilgili. E vitaminini yüksek miktarda kullanan erkeklerde prostat kanseri riski belirgin şekilde artıyor...
E vitamininin hücre çoğaltıcı etkisiyle kansere karşı tartışmalı olduğu öteden beri biliniyordu ama bu araştırmayla somut bir gerçek ortaya konulmuş oldu. Vitaminler dışında bir de en büyük sorunumuz şişmanlıkla mücadelede sık sık başvurulan ‘masum’ yardımcılar dikkat çekiyor. Destek hapı kisvesi altında piyasada dolaşan hapların gerçek hikayesini bilip de korkmamak mümkün değil. ABD’de bu hikayeleri her türlü versiyonuyla bilenlerden biri Harvard Tıp Fakültesi profesörlerinden Dr. Peter Cohen. Son yıllarda karşısına çıkan sayısız örnekte Dr. Cohen iflas eden böbreklerden ciddi kalp problemlerine, depresyona ve hatta bağımlılığa kadar pek çok zarara tanık olmuş.
Kısa süre önce Dr. Cohen’in hastalarından biri vücuttan yağı atan meyva olduğu iddia edilen ‘Pai You Guo’ adlı destek hapını almasıyla hastanelik olmuş. Dr. Cohen “Bu madde ortada zayıflatmaya yardımcı olması amacıyla satılan zehirlerden sadece biri” diyor. Her ne kadar bu destek haplarının sağlık kurumlarınca onaylanmış olanlarının bile vücuda herhangi bir faydası olup olmadığı henüz kanıtlanmamış olsa da, insanlar destek haplarını seviyorlar. ABD’de 2006’da 21.3 milyar olan destek hapı harcamaları 2010’da 28 milyara çıkmış. Bu rakam karaborsada zayıflama, kas yapma ve cinsel performans arttırıcılara harcanan miyonlarca doları kapsamıyor üstelik!
FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Birliği) piyasada bulunan pek çok destek hapında amfetamin, sentetik steroid, laxative ve viagranın aktif maddesinin bulunduğunu iddia ediyor. FDA Başkanı Michael Levy “Piyasadaki zararlı ilaçların sadece küçük bir bölümünü yok edebiliyoruz” diyor ve ekliyor: İlaç piyasaya girmeden sınırda yakalanıp, hemen FDA laboratuarlarında test edilirse ne ala, ama eğer bu yapılamazsa ilaç piyasaya çıktıktan sonra ele geçirip toplamak hem çok pahalı hem de çok uzun zaman alan bir iş.
Zayıflama haplarının pek çoğu sibutramin içeriyor. Sibutramin kalp krizi ve beyin kanama olasılığını arttırıcı bir madde. Hatta 2010’da FDA ajanlarının yaptığı bir tetkikte esasen Çin’den gelen bazı zayıflama haplarının iddia ettikleri maddelerden hiçbirini ihtiva etmediğini, sadece saf sibutramin içerdiğini tespit etmişler! Dr. Cohen son olarak, “Günümüzün kontrol sistemlerini kullanarak piyasaya aktarılan destek haplarının kalite kontrolü mümkün değil. Destek haplarından şiddetle uzak durun!” diyor.
Migrene çare AEROBİK!
Migreniniz mi var derdiniz var. Yaşayanların bildiği gibi migren adı küçük ama gücü çok büyük bir rahatsızlık. Yıllar önce Boston’daki doktorumun pek çok yeni çareyi denerken dediği gibi, ‘aslında migrenle yaşamasını öğrenmek gerekiyorsa’... İsveç’de yeni yapılan bir araştırma düzenli yapılan aerobiğin migren tedavisinde kullanılan antiepileptik ilaç Topiramate kadar etkili olduğunu gösteriyor. İlaç kullanmak istemeyen, veya ilacın etkili olmadığı migren hastaları için bir çözüm.
Göthenburg Üniversitesi Nörobilim ve Fizyoloji Enstitüsü’nden Dr. Emma Varkey ve ekibi, araştırma sonucunda ilaç kullanamayan ve kullanmak istemeyen migren hastaları için aerobiğin geçerli bir tedavi yöntemi olduğunun kesinleştiğini açıkladı. Araştırma 18 ve 65 yaş arası, ayda 2 ila 8 arasında bir sayıda migren atağı geçiren hastalar üzerinde yapılmış. Araştırmada 3 değişik yöntem test edilmiş: İlaç, gevşeme ve aerobik. Sözü geçen bu 3 yöntem de migren ataklarını dörtte üç oranında azaltıyor.
Migrenin ilaçla tedavisinin sadece tek bir avantajı tespit edilmiş bu araştırmada. O da migren atağı geldiğinde, hissedilen acı miktarının ilaç tedavisi uygulananlarda daha az şiddetli olması. Spor yaparak migren belasından kurtulmak mümkünse neden ilaç yolunu seçelim ki? Bir taşla iki kuş: Spor yapıp sağlığımız için genel anlamda faydalı bir iş yaparken aynı zamanda migren kadar ıstırap verici bir rahatsızlıktan da kurtulabiliyoruz. Madem migrenle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor, madem kesin olarak engellenmesi mümkün olmayan bir rahatsızlık yaşıyoruz o halde sporu bir hayat biçimi olarak benimsememiz ve uygulamamız en doğrusu değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder