24 Ekim 2011 Pazartesi

Bisikletsiz balık ve toplumsal cinsiyet

Avrupa ve Türkiye’de kadın sorunlarının akademik bir düzeyde tartışıldığı 9. Galatasaray Avrupa Günleri’nde feminist mücadeleler ve kadına karşı uygulanan şiddetin nedenleri tartışıldı.



9.Galatasaray Avrupa Günleri kapsamında. CREDE(Avrupa Araştırma ve Dökümantasyon Merkezi) ve MEDİAR’ın (Medya Çalışma ve Araştırma ve Uygulama Merkezi) öncülüğünde düzenlenen ‘Avrupa ve Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet’ toplantılarında kadının sosyal ve toplumsal sorunları irdelendi.
İki gün süren etkinlikler,  Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ethem Tolga’nın açılış konuşmasıyla başladı. 9.Galatasaray Avrupa Günlerinin önemine dikkat çeken Prof. Tolga, Galatasaray Üniversitesinin Avrupa ile Türkiye ilişkilerinde kültürel ve eğitimsel bir köprü olduğuna değindi. Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Laurent Bili, modernleşen toplum ve artan kadın cinayetleri arasındaki tezata vurgu yaptı.
Paris 8.Üniversitesi’nden Prof.Dr.Eleni Varikas, günümüz Avrupa’sında toplumsal cinsiyet ve feminist mücadeleler üzerine geniş bir değerlendirme yaptı. Prof.Varikas, yeni bir Feminizm tanımının yapılması gerektiğini söyledi ve bu konuda şu ilginç benzetmeyi yaptı:
‘Erkeksiz kadın, bisikletsiz balıktır. Bisiklet ile balık arasında kurulamayan ilişkinin benzeri erkek ve kadın arasında da kurulamaz.Kadının çalışma hayatının 1973’e kadar erkeğin elindeydi.Ortak bir dünya yaratılmak isteniyorsa bu ortak dünya feminist hareketlerden bağımsız oluşturulamaz.’
Doç. Dr.Nilgün Tutal Cheviron Türkiye’de kadının  siyasetteki yerini partilere göre istatistiksel analizlerle açıkladı.Avrupa’da kadının aktif siyasetteki oranının %30-40 olduğunu ancak ülkemizde seçim öncesinde bu oranın %9 olduğu ve alınan önlemler ile bu oran seçim sonrasında %14’e ulaştığını anlattı.Kemalist, İslamist ve Kürt hareketlerin kadının  toplumsal hayatına olan etkilerini değerlendirdi.Adriana Stefal ise kadının seçim kampanyalarında hangi amaçlarla kullanıldığını, 2009 Romanya Cumhurbaşkanlığı seçimleri bağlamında aktardı.Güneş Koç ise kadına karşı uygulanan şiddetin nedenlerini kategorize ederek elde ettiği verileri aktardı ancak şu an Türkiye’de gerçek verilerin devlet tarafından açıklanmamasına göndermelerde bulundu.
Prof. Dr. Daniela Roventa-Frumusani Romanya’dan örnekler sunarak üniversitelerde kadın sayısının arttığını ancak bu durumun eğitimi kadınlaştırmadığını söyledi. Romanya’da AB’ye uyum sürecinde çok sayıda hukuki değişiklik yapıldığını ancak kadın erkek eşitliğinin eski komünist düzene dönüş olarak algılanıp korku yarattığını söyledi.
Hande Öztürk ise kadınların kendi liglerinde bile söz sahibi olamadığını, kadın sporcuların oynadığı maçları da erkek hakemlerin yönettiğini vurguladı. Yrd. Doç. Dr. Valérie Billaudeu  kadınların zenginleşmesinin hep negatif karşılandığını ve Fransa’da yapılan araştırmalar ışığında kredi almaya kadınların daha çok ihtiyaç duyduğunu ancak kadın tüketiminin daha çok aile ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğunu söyledi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder